Nöbetçi Eczaneler
Avrupa’daki tek temsilcimiz Fenerbahçe, UEFA Konferans Ligi son 16 turu rövanş müsabakasında evine konuk ettiği Union Saint-Gillosie’ye 1-0 mağlup oldu. Spor yazarları ilk maçını 3-0 kazanıp adını çeyrek finale yazdıran Fenerbahçe hakkında yorumda bulundu.
UĞUR MELEKE
Futbolda Türkiye için Avrupa dokuzunculuğu gayet makul bir basamak. Tabii ki amaç ilk sekizi zorlamak olmalı. Lakin büyük sekizlinin hemen ardındaki zokuzunculuk da bizim için gerçekçi bir pozisyon. Zaten tüm futbol tarihimizde sadece bir kere, 2001’de yedinci basamağa çıktık. O da Galatasaray’ın UEFA zaferinin kısa süreli ödülüydü. Fenerbahçe’nin dün USG’yi elemesiyle hem sekizinci Belçika’ya darbe vurmak, hem de gece gelişen diğer skorlarla dokuzunculuktaki yerimizi sağlamlaştırmak son derece olumlu.(HÜRRİYET)
GÜRCAN BİLGİÇ
Sonu Yunanistan’da bitecek yolculuk için yeni bir bilet istedi Fenerbahçe. Sezon başının çoşkusundan çok az uzaktalar. Fred’in sorumluluk alması, Szymanski’nin güven kazanması,İrfan Can Kahveci’nin liderliği ve Tadic’in damaklarda bıraktığı tada da az kaldı. Normal bir maç değildi. Çeyrek finalin kapısı çalınırken, öne koşup risk almak de gereksiz olabilirdi. Yorulmak-didinmek yerine bekleyip, yolculuğa devam etmek önemliydi. Duygularla bakılacak 90 dakika değil yani. Sonuçta ”gereği” yapıldı. (SABAH)
ALİ GÜLTEKİN
Fenerbahçe kendi evinde de yine doğru savunma taktiği ile turu geçti. İstanbul’da da gol atmak önemliydi ama atamadığında da ilk maçtaki skorun yeterli olduğunu gördük. Orada atılan 3 golün getirdiği büyük avantajın cebinde olması Fenerbahçe’yi taktiksel olarak güçlendirdi. Rakibin topa sahip olmasına belki belli alanlarda müsaade etti ama ne ceza sahası içerisinde ne de savunma arkasındaki alanlarda rakibine pozisyonlar vermedi. Yediği golü de turun nazar boncuğu olarak kabul edip Avrupa’da önümüze bakalım. (SABAH)
ERCAN GÜVEN
Yahu ne güzelmiş komplo ile başlamayıp fitneyle bitmeyen, hakeminden zerre kadar şühe edilmeyen, üçüncü tarafların tuzla koşarak zaferde dedikodu yenilgide nanik yapılmadığı, ne yere ne rakibe yatmanın akla bile gelmediği, sahada oynayıp biten, sonucu emek ve yetenek belirleyen, ödülü iddiası kadar büyük, kıran kırana bir maç görmek. Ne güzelmiş tur atlamak… Hedefi büyütmek, karşılığında futbolcularının lanetli fallarına muhatap olmamak ne güzelmiş. Bizi geçin.. Asıl Fenerbahçe’nin gözünde tütüyor olmalıydı bu koşullar. Yenilse bile!İyi ki, Süper Lig kaosundan teneffüse çıkabildi Fenerbahçe, iyi ki, Avrupalı rakip, Avrupalı hakemle futbolun asil mücadelesinden derin nefesler alabildi.. İyi ki, Konferans Ligi vardı ve çeyrek dinal gördü de yeni hava değişimlerine vize alabildi. (MİLLİYET)